11.10.2024

KONFERANS “Aile İçi Şiddettin Önlenmesinde Dini Referanslar”

 

Kayseri Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nde Ailenin Önemi ve Sağlıklı Kişilik Gelişimine Dair Mesleki Eğitim Konferansları kapsamında konferans düzenlendi.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama 1 Daire Başkanı Yusuf Tunç “Aile İçi Şiddettin Önlemesinde Dini Referanslar” konulu bir konferans gerçekleştirdi.

Daire Başkanı Yusuf Tunç Konuşmasında: “Rahmet Peygamberinin ümmetine şiddet yakışmaz. Merhamet ile şiddet bir arada olamaz. Bir insan, “Severim de döverim de! diyemez. Rahmet Peygamberinin, hayatı boyunca bir kadına el kaldırmamış olması elbette tesadüf değildir. İnsanlığa (üsve-i hasene) olarak gönderilen Peygamberimiz (s.a.s) şiddeti asla onaylamamış, ailesine, başkalarına olmadığı kadar kırıcı ve kaba davrandığını itiraf eden Huzeyfe’ye, günde defalarca Allah’tan af dilemesini söylemiştir. Peygamberimiz (s.a.s) kadınların hassas yapılarına dikkat çekmiş, onlara nezaketle davranılmasını istemiştir.

İnsan Değerlidir

Allah’ın yarattığı her insan “Yeryüzünün şerefli bir Halifesi” olarak onurludur, değerlidir. İnsanı düzelttim, dünya düzeldi…Merhamet ocağı olması gereken ailede kadın da çocuk da yaşlı da erkek de değerlidir. Dinimizde insanın canı, aklı, inancı, malı ve nesli dokunulmazdır.

İnsan, Hayat Arkadaşını Rakibi Değil Refiki Görmeli

Evlilik, omuzlara yük değil, gözlere ışıltı olmalı. İnsan, hayat arkadaşını rakibi değil refiki görmeli.

Kadının, nikâhla erkeğin mülkiyetine girmiş biri değil, ona emanet edilmiş bir can olduğu unutulmamalı. Peygamberimiz kadının, erkeğin mülkiyetinde olmadığını şöyle vurgulamıştır:

Kadınlar konusunda Allah’tan sakının (O’na hesap vereceğinizi unutmayın). Çünkü siz onları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve Allah’ın adıyla (nikâh kıyarak) kendinize helâl kıldınız.”

Kadına yönelik şiddetin yaygın olduğu bir topluma İslam mesajını getiren Allah Resûlü: “Allah’ın kadın kullarına vurmayın! Eşlerini döven adamların sizin hayırlılarınız olduğunu sanmayın!”

O hâlde bir kadının tehdit edilmesi, zorla çalıştırılması, parasına el konulması, tartaklanması ya da yok sayılması İslam ahlakına uygun olmayan davranışlardandır. Ne şekilde olursa olsun şiddet, bir kadının; Kendini yalnız, çaresiz, yetersiz ve değersiz hissetmesine, öz güveninin zedelenmesine, utanç duymasına, sağlığının bozulup yaşama sevincini yitirmesine sebep olur. Problemlere çözüm odaklı yaklaşılmalı, eşe şefkatle, merhametle davranılmalıdır.

Kadın da eşine yönelik maddi, manevi, sözlü ve psikolojik şiddetten kaçınmalıdır. “Mümin erkekler ve

mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar…” ayeti gereğince eşler sorunlarını dostluk ve samimiyet içerisinde çözmelidir. Birlikte çıktıkları hayat yolculuğunda omuz omuza vererek huzurla yürümelidirler.

Çocuklara uygulanan şiddetin gerekçesi çoğu zaman eğitimdir. Terbiye etmek için dövmek şart değildir. Kimilerinin zannettiği gibi dayak cennetten çıkmış da değildir. Çocuklarınızı çok sevin. Özellikle kızlarınıza güzel sözler söyleyin… Çocuğun eğitiminde atılan bir tokat, edilen bir hakaret, sıkılan bir yumruk şiddet sayılmaz mı? Onunla alay etmek körpe yüreklerinde derin izler bırakmaz mı? Dedi.

Şiddet Kul Hakkı İhlalidir

Daire Başkanı Tunç sözlerine şöyle devam etti:Şiddet Kul Hakkı İhlalidir. Yaş ve cinsiyet farkı gözetilmeksizin insan onurunu zedeleyen, itibarını sarsan, hatta canına kasteden şiddetin her türlüsü dinen, hukuken, ahlaken suçtur ve kul hakkı ihlalidir.

Unutmayalım ki! Üzerimizde en çok hakkı bulunan kişiler, bize en çok emeği geçen, sevinçte ve kederde yanımızda olanaile fertlerimizdir. Maalesef farkında olmadan kırdığımız, üzdüğümüz ve helallik almayı ihmal ettiğimiz kişiler de onlardır.

Aile ve toplum huzuru için; fiziksel şiddet, sözlü şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet, duygusal şiddet, ekonomik şiddet, siber şiddetten uzak durulmalı, yalan, iftira, ağız dalaşı, küfür, hakaret, kötü söz, dedikodu, su-i zandan sakınılmalı, yersiz müdahale ve baskılardan kaçınılmalıdır.

Boşanma aileyi kurtarmak için her şey yapıldıktan sonra nihâî çaredir. Belki de çaresizliğin birifadesidir. Her ne kadar helâl kılınmışsa da Allah’ın asla hoşlanmadığı bir adımdır.”İfadelerini kullandı.

Dini Yüksek İhtisas Merkezi konferans salonunda geçekleşen Konferansa Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Dr. Ahmet Temizkan, Kayseri İl Müftü Yardımcısı, Eğitim Görevlileri ve kursiyerler katıldı.